TİNNİTUS NEDİR?
Tinnitus dış bir akustik uyaran olmadan istemsiz olarak sesin algılanması olarak tanımlanır. Latincedeki ‘tinniere’ kelimesinden türetilmiştir ve zil, çan çalmak anlamına gelir. Kulak çınlaması bir kulakta, her iki kulakta, bazen de başın içerisinde algılanır.”. Tinnitus’un oluşturduğu çınlama sesi hastalar tarafından fırtına, zil, rüzgâr sesi ve vızıldama sesine benzetilebilmektedir. Fakat bu seslerle kulak çınlaması karıştırılmamalıdır.
TİNNİTUSUN TARİHÇESİ
Tarihte tinnitus üzerine birçok çalışma yapılıp birçok tanı konulmuştur ancak bu tanıların bir kesinliği bulunmamaktadır. Haklı olan tarafları olmasına karşın hiçbiri kesin doğru değildir.İlk olarak tinnitusa M.Ö. 16.yy’da Mısır kitabelerinde rastlanmıştır. O dönemde kulak çınlaması hakkında bilimsel bir açıklama olmamakla birlikte cadılar tarafından yapılan bir büyü olduğu söylenmiştir.
Tedavi amaçlı ilk bilgiler ise M.Ö. 400 yılında Hipokrat tarafından kaleme alınmıştır. Hipokrat tinnitusu patolojik olan ve kan basıncına bağlı olan bir semptom olarak tanımlamıştır. Daha sonra Celcus, kulak çınlaması işitme kaybıyla ilişkilendirmiştir ve bunu işitme kaybına bağlı olduğunu savunmuştur. Ardından 17.yy’da Duverney çınlamanın beyin veya kulak hastalıklarından dolayı ortaya çıktığını savunmuştur. Ve tinnitusu objektif ve sübjektif olmak üzere ikiye ayırmıştır. Kendi deyimiyle gerçek ve yalancı kulak çınlaması. Son olarak 18.yy’da Rivinus ve Cotugno orta kulak kaslarının kasılmasından meydana geldiğini söylemiştir.

TİNNİTUSUN EPİDEMİYOLOJİSİ
Prevelans çalışmalarına bakıldığında kulak çınlaması görülme sıklığı erişkin toplumun ortalama %10-15’i kadardır. Buna rağmen rahatsız edici kulak çınlaması hastaların %3 ila %5 kadarlık bir oranı etkiler. Yaşla birlikte çınlamanın hem sıklığı hem de rahatsız edici olma durumu artmaktadır. En çok 40-70 yaş arası erkeklerde görülür. Tinnitusu etkileyen faktörler arasında birçok değişken faktör bulunduğu için kesin bir veri saptaması yapmak kolay değildir. Ayrıca bu sınıflandırmayı yaparken kulak çınlaması olan her bireyin kliniğe başvurmadığını göz önünde bulundurmak gerekir.
KULAK ÇINLAMASI TANISINDA KULLANILAN YÖNTEMLER
Tüm çınlama hastalarında ayrıntılı KBB ve baş boyun değerlendirmesi, genel medikal değerlendirme, kraniyal sinirlerin muayenesini de içeren bir nörolojik muayene yapılmalıdır.
Sonrasında pek çok hastalıkta olduğu gibi çınlamada da alınan iyi bir anamnez değerlendirmenin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Olabildiğince ayrıntılı bir anamnez alınması, tanı ve terapinin temelini oluşturmaktadır.
Öncelikle çınlamanın nasıl bir ses olduğu, nerede lokalize olduğu, nasıl bir ritim gösterdiği, solunumla, nabızla ilişkisi, sesin azalmasına ya da artmasına neden olan özel durumlar, uyku üzerine etkisi, baş ağrısı, baş dönmesi, işitme kaybı, kulak tıkanıklığı gibi odyovestibüler yakınmaların eşlik edip etmediği sorgulanmalıdır.
Daha sonrasında Saf Ses Odyometri, Timpnometri, ABR ve OAE gibi testler yardımıyla çınlamanın bir patolojiden dolayı kaynaklanıp kaynaklanmadığı ortaya çıkar.

KULAK ÇINLAMASININ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Tıbbın her dalında tedavide ilk basamak sebebe yönelik tedavidir. Fakat genel olarak çınlamada sebep kesin olarak izole edilemez. Sadece %5’inde gerçek sebep bulunabilir ve başarı ile tedavi edilebilir.
Medikal: Medikal tedaviler farklılık gösterir. Örnek olarak Meniere hastalığı bulunan bir kişide uygulanabilen tedavi yöntemleri şöyledir;
Meniere hastalığının medikal tedavisi işitme ve çınlamada erken evrede iyileşme sağlayabilir. Geç dönemde vertigo epizodları azalırken işitme kaybı ve tinnitusta rekürrens olur.
Tuz kısıtlaması,diüretikler, koklear vazodilatatörleri içeren endolenfatik hidrops tedavisi yapılır. Hastanın çınlaması pulsatil ve hipertansiyonu varsa antihipertansif tedavi ile kulak çınlaması kaybolabilir. Uyku sonrası sabah erken saatlerde çınlama oluyorsa sebep hipoglisemide olabilir. Glukozdan zengin sodalar önerilir. İnsülin bağımlı diabeti olan kişilerde hipoglisemik ataklar olabilir.
Cerrahi:
Orta kulağın rekonstriktif, iç kulağın dekompresif ve destrüktif cerrehisini içerir. Bazı hastalarda cerrahi tedaviden sonra kulak çınlaması artar. Bu yüzden tek başına kulak çınlaması cerrahi endikasyonu değildir.
Ancak en önemli ve en başarılı tedavi işitme cihazı kullanımıdır.
İşitme Cihazları:
İşitme cihazlarının çınlama tedavisinde ilk kullanımları 1943 yılında Fowler tarafından önerilmiştir. Kulak çınlaması konusundaki yararları aşağıda maddelenmiştir:
1. İşitmeyi düzelterek psikolojik açıdan faydası olur.
2. İşitme problemi düzelince hasta çınlamaya daha az dikkatini verir.
3. İşitme cihazlarının duyurduğu gürültü, tinnitusu komplet veya parsiyel olarak maskeler.
Günümüz işitme cihazı teknolojilerinde ‘Tinnitusu Maskeleme’ seçeneği bulunur. Günde belirli dakika veya saat zarfında hastaya hissettirmeden bir maskeleme uygular. Ve düzenli cihaz kullanımı ile kulak çınlaması sorunu hasta için sona erer.
En çok verim alınan yöntem işitme cihazı kullanımıdır. İşitme cihazı saydığımız diğer yöntemler gibi bir hastalığa veya bir duruma spesifik değil, genel çınlaması bulunan hastalara hitap eder. Eğer kulak çınlamanız var ise en yakın kliniğimize bekliyoruz. Sağlıklı kalmanız dileğiyle.
Ody. Mustafa YİLDIZ

“Global Prevalence and Incidence of Tinnitus: A Systematic Review and Meta-analysis” — JAMA Neurology, 2022. JAMA Network+1
Link: https://jamanetwork.com/journals/jamaneurol/fullarticle/2795168
→ Kulak çınlamasının sıklığı, yaş ve cinsiyet dağılımı gibi epidemiyolojik veriler içeriyor.
“Tinnitus Triage Guidelines” — American Speech‑Language‑Hearing Association (ASHA). asha.org
Link: https://www.asha.org/articles/tinnitus-triage-guidelines/
→ Tinnitüs şikâyetiyle başvuran hastaların ilk değerlendirilmesi ve yönlendirilmesi için klinik yönergeler içeriyor.
































